18 Ocak 2009 Pazar

Aşure


Bu ay muharrem ayı, bilindiği gibi bu ay içerisinde aşure pişirilir ve dağıtılır. Acaba neden diye sordum kendime ve birazcık araştırdım. Bulduklarımı sizlerle de paylaşmak istedim.


(alıntı:www.kursatsenturk.com)

Aşure, orjinali “Aşura”, Arapça’da 10 manasına gelen “aşara” kelimesinden türemiştir


Hüseyin ibn Ali ve beraberindeki 72 müslüman hicri 61. senesinin Muharrem ayının onuncu gününde (10 Aralık 680) Halife Yezid’in emriyle günlerce aç ve susuz bırakıldıktan sonra öldürüldükleri için o güne “Aşura Günü“ denilmiştir.


Ayrıca Aşure gününde olduğu iddia edilen çeşitli olaylar vardır:


Âdem peygamberin işlediği zelleden (hata veya sürçme) sonra ettiği tövbenin kabulü, Nuh peygamberin gemisinin tufandan kurtulması, Yunus peygamberin bir balığın karnından çıkması, İbrahim peygamberin ateşte yanmaması, İdris peygamberin diri olarak göğe yükseltilmesi (çıkarılması), Yakub peygamberin oğlu Yusuf peygambere kavuşması, Eyyüb peygamberin hastalıklarının geçip iyileşmesi, Musa peygamberin Kızıldeniz’den geçip İsrailoğulları’nı Firavun’dan kurtarması, İsa peygamberin doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesi (çıkarılması). Bu olayların hepsi İslam dini içinde önemli bir yere sahip olan mucizelerdir. Yine de bu olayların Aşure Günü gerçekleştiğine dair İslam dininin kutsal kitabı olan Kur’an’da bir ifade bulunmaz. Ayrıca bu olayların birçoğuna Musevilik ve Hristiyanlık’ta da inanılır.


Aşure tatlısı
“Aşure Çorbası”, Aşure ismi verilen tatlının ortaya çıkışına dair bir inanış mevcuttur. Aşure Çorbası da denBu inanışa göre, İslam dininde inanılan peygamberlerden olan Nuh’un tufandan sonra Aşure Günü’nü kutlamak için geminin ambarında kalan erzakı karıştırıp bir tür tatlı yiyecek hazırlamıştır. İçinde birçok farklı malzemenin kullanıldığı ve bir gelenek olan bugün hâlâ Aşure Günü müslümanlarca yapılan aşure tatlısının böyle ortaya çıktığı öne sürülmektedir. Aşure Günü aşure pişirmek sadece bir gelenektir, dini bir önemi yoktur, bir ibadet değildir. Alevilikte çok kutsaldır ve sadece Muharrem ayında pişirirler ve komşulara dağıtılır. Tunceli, Erzincan yöresinde “Germiya İmamu” (12 İmamların Çorbası) olarak adlandırılır.
Gelelim tarifine:
  • 2 sb yarma (dövme)
  • 1 sb nohut
  • 1 sb kurufasulye
  • 1 sb elma kurusu
  • 1 sb kayısı kurusu
  • 1 sb üzüm kurusu
  • 1 sb şeftali kurusu
  • 1/2 sb pirinç
  • 6 sb tozşeker
  • ceviz
  • nohut
  • tarçın

Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri akşamdan sıcak suya ıslıyoruz. Yarmayı ıslamadan önce iyice yıkamak gerekiyor.

Sabah önce yarmayı, nohut'u ve kurufasulye'yi iyice pişene kadar haşlıyoruz. Pişmeye yakınken içine pirinci ve kuru meyveleri atıyoruz. Biraz daha birlikte pişiyorlar. Sonra şekeri ilave edip biraz daha birlikte pişiriyoruz. Biraz daha koyu bir kıvam istenirse içine 2 yk nişasta ilave edilebilir.

Kase'ye servis yaparken üzerini ceviz, nohut ve tarçın ile süslüyoruz.


Bu da benim ilk aşurem. Sizler için önce daha güzel bir fotoğraf koymak istedim.Benimkinin görüntüsü okadar güzel olmasa da tadı çok güzeldi. Ben çok acemi bir aşure pişiricisi olarak tarif vermek haddime değil, fakat bu tarifi bu işi çok iyi bilen bir bayandan aldım. Bu yüzden yayınlamakta bir sakınca görmüyorum. Tam tuttu tarif. Bu işin en güzel kısmı herkeze aşure dağıtmak oldu. Benim kızım tam bir tatlı canavarı olarak tam 5 kase aşureyi tek başına yedi. Yani 2 günün içerisinde... yiyen herkez de çok beğendi.
Afiyet olsun...



Hiç yorum yok: